17 Mart 2012 Cumartesi

"Politik" Ritmler

   Politika, politik, politikacı vs... Tüm bu kavramlar 21.yy'ı yaşadığımız şu günlerde hayatımızın birer parçası haline geldi. Özellikle "politika" kelimesinin anlamı kafa karıştıran sorunlardandır. Kimilerimize göre yalancılık, kimilerimize göre ise; devlet yönetiminin vazgeçilmez parçasıdır. Peki gerçekten bu kadar sıkıcı mıdır politika? Veya politikacılar... Gördüğümüz şekilde, onlar tüm günlerini birbirlerine hakaret ederek veya evrakların arasında mı geçirirler? Siyasetin ritmleri gerçekten var mıdır? vs vs... Bunların cevaplarına bir de başka açıdan bakalım şimdi :)
   Müzik, aslında hayatımızın her anında varolmuştur bundan sonra da varolması kaçınılmazdır, tıpkı siyaset daha doğrusu "Politika" gibi. Dinlediğimiz müzikler ruh halimizi, düşüncelerimizi ve zevklerimizi yansıtır. Destekçisi olduğumuz politikacılar da bizim aynı müzik gibi kim olduğumuzu, hangi düşüncelere sahip olduğumuzu yansıtır. Günümüzde poltika sanki biraz gerildi, öyle değil mi? Arap Baharı'ydı, Turuncu Devrimler'di, sosyo-ekonomik bozukluklardı derken sanki saatlerce hiç sevmediğimiz müzik türünü dinlemişçesine strese ve gerginliğe sahip oluyoruz. Bana göre; siyasi yaşamın gergin olması;  rock ve metal müzik türü gibidir, sert hatlara sahip ve kan akışımızı hızlandıran. Güven ortamının yaşandığı, huzurlu politikaya sahip devletleri ise hangi müzik türüne benzetebiliriz? Bingo! Mozart, Bach, Beethoven veya bir Chaikovsky etkisi yaratmaz mı bizde? Ya da şöyle düşünelim, doğayla başbaşa bir ortamdayız ve gelen sesler akan sulara ve kuşlara ait, HUZUR budur işte! :) Siyaset de benim gözümde bu huzur dolu, doğa sesleriyle başbaşa kalınan ortam gibi olmalı. Diplomasinin en güzel şekillerinin görüldüğü, savaş-yıkım olmaksızın sorunların halledildiği "mutlu" sonlara sahip...


   Şimdi ise sıra geldi ritmik politikacılaraaaa ne dersiniz? Cevabı duyar gibiyim :) İsterseniz şimdi siyaseti eğlenceli hale getiren politikacılara bir göz atalım, bence çok hoş olur. Haydar Aliyev müziğe  ve müzisyene olan saygısıyla özellikle de  "Küçelere su serpmişem" şarkısını söylemesiyle benim gönlümde ayrı yer tutar. Peki hangimiz saksafon çalan siyasiyi hatırlıyor? Bill Clinton saksafonuyla, Putin piyanosuyla ve Barack Obama da eğlenceli danslarıyla gönüllerde taht kurmuştur. Kim demiş ki siyasetçi "sanata" uzak olmalıdır diye? Siyasetçinin sanatseveri makbuldur demişler, ya da en azından bundan sonra demeleri lazım :).  

Bu yazımı ayırdığım siyasilere bakıyorum da, o alışılagelmiş tavırlarından sıyrılmış halleriyle sizce de çok şık ve sepmatik değiller mi? Bence tam anlamıyla "HA-Rİ-KA!" görünüyorlar ;)









Bill Clinton büyük zevkle saksafon çalarken hiç de fena değil sanki...




  Peki ya Obama'ya bakar mısınız? Kim der ki dans ederken kendini kaybeden bu adam, ABD'nin devlet başkanı? :) 
 
 Eveet sevgili okuyucular, yazacaklarım bugunlük de bu kadar bir dahaki sefere daha eğlenceli bir konuyla karşınıza çıkacağımdan hiç şüpheniz olmasın. :)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder